Algun: kapalı su kanalı.
Aşevi: mutfak,aş ocağı,aş damı. Matbah: bazı tekkelerde yemek pişirilen yer.
Aş ocağı: mutfak ocağı.
Atmak: asma çardağı.
Ayı bacağı: eğik ahşap destek.
Baca üstü: ocağın üstündeki taş raf.
Bahna: odun yığılan duvar üstü.
Basak: merdiven basamağı.
Başlık: dikme başlığı,bir direğin tepeliği, pencere üst başlığı.
Bisleğeç: yufkayı saç üzerinde çevirmeye yarayan,ahşap ve yassı deynek.
Buhari: odun dolabı.
Büğet: kuyu biçiminde sarnıç, set,su bendi.
Çardak: sofa, divanhane,kare biçimli çadır.
Çevirgeç: mandal.
Çıkma suyu: kaynak suyu.
Çiçeklik: duvar içinde raflı niş,eski evlerde içine çiçek konulan duvar oyuğu.
Çiftin çeker : ormandan kesilen ve taşıyıcı hayvanın iki yanına çift olarak bağlanmış,sürülerek taşınan ağaç.
Çilingir: bakır süzgeç.
Çit: sepet.
Daraba: ahşap bölme duvarı.
Dış çardak: balkon.
Dökme: kiriş,kirişleme.
Enseri: çivi.
Farsa: pahlı köşe.
Filke: musluk.
Frengi: döşeme kirişlerinin iki taban arasındaki boşluğu.
Giliste: balta yontusu ile kesitli ağaç.
Güllap: demircilerin yaptığı menteşe.
Harar: kıldan yapılmış samanlı çuval.
Hayat: sokak kapısının açıldığı toprak kaplı olan,taşlık,taş oda.
Hırhırcı: ahşap el tornacısı.
Kalpaklı çivi: bombeli iri başlı,demir çivi.
Kandil: çatı aşığı.
Kara kapak: pencere kepengi.
Katı yastık: sedirin sırt dayanılan yerine konulan içi ot dolu yastık.
Kavuş: geniş döşeme tahtası.
Kazan ocağı: büyük iş ocağı.
Ken: balta ile kesilmiş yuvarlak büyük çaplı ağaç.
Kitabe: kapı aynası,binaların kemerlerine, kapı üzerlerine ,çeşme ve sebil üzerlerine yazılan yazı.
Kor: bahna üzerine koyulmuş taşıyıcı iki dikme arası.
Köşk(tahta baş): bahçe kanepesi.
Kuzgun: çatı mahyası.
Kuzuluk: küçük ambar.
Küfünk: küfeki taşı,yumuşak taşı.
Kürsü: arkalıksız ahşap iskemle.
Makat: sedirin alnı.
Musandıra: dolap üstü raf.
Muşabak: kafes,ağ ve kafes şeklinde örtülmüş olan kapak.
Oyma: hücre,tembel deliği,taş niş.
Pedavra: ahşap çatı örtüsü.
Pencere topu: torna işi pencere parmaklığı.
Poyra: künk.
Reze: sokak kapısını içerden kapamaya yarayan demir çubuk.
Sandık harcı: sandıkta kullanılan kireç harç.
Sergen: odayı pencere ve kapı yüksekliğinde ,odayı çepeçevre dolaşan raf.
Sofa: sedir.
Şakşak: kapıyı çalmaya yarayan tokmak,kapı tokmağı.
Tabla: üzerinde yemek yenilen alçak boylu tepsi.
Tahta baş: bahçe kanepesi.
Taşlık: sokak kapısının açıldığı,döşemesi taş olan avlu.
Tekin çeker: ormandan kesilen ve taşıyıcı hayvanın iki yanına birer tane bağlanır sürülerek çekilen balta yontusu ağaç.
Tırnak: ahşap çatkıda payanda.
Tömek: mazgal deliği biçiminde camsız,ahır ve zemin kat penceresi.
Tura: ahşap bahçe duvarı harpuştası.
Yanlık: içi ot dolu sedirin oturulan minderi.
Yaslağaç: hamur açma tahtası.
Yeğdane: ahşap çatkı.
Yeğdane kerpici: dolgu kerpici.
Yel demiri: kara kapağı açık tutan duvarda sabit kancalı demir.
Yel kovan: saçta kiremidi tutan pervaz.
Yüksek sofa: sekilik.
SANAT TERİMLERİ
APSİS: Bazilikalar erken Hıristiyanlık devrinde batı ve doğu yönünde dışarıya taşkın bir niş ile son bulur. Bu nişe “Apsis” denir. Apsisin yeri erken Bizans Mimarisi dışında daima doğudadır.
BAĞDADİ: Eskiden evlerin duvarlarında ,kalın kalasların arasında aralıksız kapatılan ince çıkıntıların üzerine sıva sürülerek rutubet ve ısı kaybını önlemek için yapılan işlemdir.
BİNĞİ: (PANDANTİF), Kubbeli inşaatta kemerleri üzerine oturtulmuş, kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimdeki kubbe parçalarından her biri.
BORDÜR:Kapı ve pencere gibi mimari kısımların,halıların etrafını kuşatan,çerçeve mahiyetinde süslü yada süssüz,düz yada çıkıntılı dar uzun parça,kemerlik,pervaz ve süslü çerçeve.
EYVAN:Selçukluların cami ve medreselerinde görülen avluya bakan tarafı açık,üç tarafı kapalı,üstü tonozla örtülü,yerde yüksekçe zeminli oyumlar.
HATIL: Bir duvar içinde ufki olarak konulan beton tahta yada tuğla kiriş.
KALEMİŞİ: Maden yada taş üzerine keskin uçlu bir aletle kazarak yapılan süsleme.
KİLİT TAŞI: Bir kemer yada tonoz eğrisinin en üst noktasına konan taşları tutan , kemer kilidi.
KOMPOZİT: Bir sütun başlığı düzeni.İyonik ile korint sistemlerinin karıştığı bir sütun başlığı düzeni olup,eski Roma’da ve Bizans mimarisinde kullanılmıştır.
KONSOL: Binalarda cumba çıkıntılarının altına ( S ) biçiminde konulan taştan destekler.
KÜNDEKARİ: Eskiden önemli kapıların ,geometrik bir bezeme meydana getirecek şekilde kesilmiş küçük tahta parçaları, birbirine geçme olarak birleştirilerek yapılan bir teknik.
MEANDER: Dik açılı yada yuvarlak kıvrımlı süs.Menderes nehrinin kıvrımlarına benzetilerek yapılan süsleme biçimi.
MİHRAP: Camilerde kıble istikametinde, imamın cemaate namaz kıldırdığı cami duvarına girintisi olan niş biçiminde hücre.
NEO-KLASİK: XVIII.yüzyılın sonlarının bir akımı olan “Yeni Klasizm” (Neo-Klasik); kısmen Barok ve Rokoko sanatının aşırılıklarına tepki olarak doğmuştur. Ancak daha da önemlisi, Antik Yunan ve Roma Sanatını yeniden araştırmaya yönelen bir çağın ürünüdür. En büyük NEO-KALASİK yapı ve resimler ,Fransız olmakla beraber ve uluslar arası öncüdür. XIX.y.y. başında Almanya’da görülürken ,Anadolu’da XIX y.y. ortalarında ve sonlarında görülmektedir.
NİŞ: Pratik yada inşa amaçlı yapılan çeşitli hücre ,yuva ve gözlere verilen genel terim.
PLASTR: Gömme sütun. Duvar giyiminde dekoratif bir etkisi olup, taşıma gücü olmayan , duvara yapışık biçimde gösterilen sütunlar.
REVAK: Duvarlar ile aralarındaki boşluk tonoz,kubbe yada damla örtülü sütunlu kemer sıralarının teşkil ettiği, bir yeni açık delhiz.
SATHİ: Yüzeysel
SİLME: Binalarda aynı zamanda bir süs teşkil ederek çeşitli kısımları birbirinden ayıran , kesiti girinti ile çıkıntılı pervaz maiyetinde mimari unsur.
SÖVE : Duvarlardaki pencere ve kapı boşluklarının iç yanlarına oturtulan kapı ve pencere kanatlarının takıldığı çerçeve kapı ve pencere kasası.
STİLİZE: Karakter kaybolmadan basitleştirerek tezyini ve şematik hale sokulmuş biçim yada motif.
TONOZ: İki duvar arasındaki açıklığı örten mimari unsur ( beşik ,haç , yıldız gibi türleri vardır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder