Bu Blogda Ara

9 Temmuz 2011 Cumartesi

ŞİRİNCE HALKININ EVLERDEKİ GELENEKSEL YAŞANTISI

İ... EYLEMLER VE BİÇİMLENMELER
I...OTURMA
--Sedire oturma
--Yere oturma
--Bahçede oturma (Bahçe Köşkü)
Köylünün doğa ile sıkı ilişkisi,oturma biçimine de yansır.Yere oturur.Eğer toprağa oturacak olursa ayağının üstüne oturur.Evinde tahta döşemeye ve onun üzerine yayılan halıya,kilime,pöstekiye,mindere veya sedir üzerine oturur. Sedire, ayaklarını uzatarak dinlenmek,sohbet etmek,keyiflenmek ve elinde bir iş yapmak amacı ile oturur.Sedirler odada ve sofada, çoğunlukla pencere önünde olur.Genellikle odanın bir yüzü tamamen pencere duvarı olduğundan, pencerelerle beraber sedirler de boldur.Manzarayı daha iyi gören ve daha aydınlık bir oturma alanıdır.Sedir,döşemenin biraz yükseltilmiş bir yeridir.
Türk halkının,oturma biçimi çeşitlidir.Bağdaş kurma,bir ayağını altına alarak oturma ve dizleri üzerine oturma gibi...
“Kerevet” üzerine “Yanlık” denilen çeltik otuyla doldurulmuş minderler konur. Sedirin yanlıkla beraber yüksekliği,35-45 cm kadardır.Sedirde oturan, kollarını yastığa dayayıp dışarısını rahatlıkla seyreder.

“Le Corbusier” ,“Modular”
“Modüler”,adı verdiği sayıları,insan ölçüleri ile birleştir
erek yeni bir ölçü sistemi ortaya attı.Bu sistem, insan kabuğunun ve insana yönelik bütün ölçülere göre yapılanmayı, öngörüyordu.
“ İnsan ve insana uygun yapı ölçüleri”


“Ölçüye uyan evlerin , bazı ölçüleri”


Sedirden sonra oturulan alan yerdir.Yere serili halı,kilim ve minder üzerine oturur.Kışın ocağın başına ve iki yanına “ocak başı minderi” denilen 75*105 cm boyutlarında pamuktan yapılmış,minderler koyulur.Ocak duvarına dayanan bu minderlerin arkalarına katı yastık koyularak,rahatça oturulur.Sofra çevresinde yemek yerken de yer yada minderler oturulur.Ocak başında yemeği hazırlayıp,servisini yapan kadın da yere oturur.
Oturulması sakıncalı yerlere de “Kürsü” denilen arkalıksız ,alçak iskemleler vardır.Hayatta,kazan ocağı başında ve gusülhanede de bu kürsülerin üzerine oturulur.
Bahçede ise en serin yer,oturmaya ayrılır.Mutlaka bir asma çardağı bulunur.Buna “Atmak” denir.Altında bahçe kenarında ,kanepeler vardır.Kol dayanacak yerleri süslü kesilmiş olan bu kanepelere “Köşk” yada “Tahtaboş” denir.

II...YEMEKHAZIRLAMA

--Aşevi (Mutfak)

Şirince’de yemek hazırlama işlevi “Aşevi” adı verilen belirli bir odada yapılır.Bu odada olan bütün öğeler,aşevinde vardır.Yemek hazırlamak için özel bir düzene gerek görülmemiş.Belirlenen bu oda, yaşama odası gibidir.Hele kışın,burada çalışılır,burada oturulur.Burada ısınılır ve çoğunlukla burada yemek yenir.
Aşevinin diğer odalardan farkı ocağının biraz daha büyük,dolap ve oymalarının biraz daha geniş ve fazla olmasıdır.Gelişmiş bir mutfak düzeni yoktur.
Mutfak kapları dolaplarda durur.Tencereler ve sahanlar cinslerine ayrılarak raflara koyulur.Bütün mutfak kapları bakırdandır.Ayrıca sabunlar,kurutmak amacı ile görüntü olsun diye sergene dizilir.

“Mutfaktaki , KAZAN OCAĞI”
Yemek pişirmek için gerekli malzemeler az miktarda ocak başı dolabında saklanır. Salça,yağ,kavurma,bulgur ve şeker kadının elinin hemen altında bulunur.Mutfakta besin depolanmaz.Bu işlevleri “ambar” ve “kiler”yüklenmiştir.Tel dolapta,günlük yemek süt,yağ,yoğurt ,peynir ve günlük kıyma saklanır.Yemeği ocakta,tencerede ve odun ateşinde pişirir.Tencere “Sacayağı” üzerine koyar.Ocağın yakınlarına “Buhari” denilen yerlere, günlük odun ihtiyacını karşılayacak depolar bulunur.Ocaklar yatmadan önce söndürülür.Önce külü alınıp,közü söndürülür.Sonra bir kap içerisinde suyla ıslatılan beyaz toprak, çaput bezi ile sürülerek ocak tabanı ve bütün isli yerler kapatılır.Hiç ocak isi olmayan bir ocak,ev kadının temizliğini simgelediğinden,sıvan,ma işine çok önem verirler.İslenen tencerelerin dış yüzeyleri kül ve limonla ovularak temizlenir.Mutfaktaki kazan ocağından başka, bahçede bulunan kazan ocağında da börek,etli ekmek,bükme ve meşhur şirince ekmeği pişirilir.



III..YEMEK YEME
-- İkram
Yemek yeme için önce yere “sofra bezi” serilir.Üzerine tahtadan ,daire biçiminde ayaklı tablo koyulur.Konuk geldiğinde ve zengin evlerinde “Ayakçak” denilen tepsi altlığı üzerine bakır veya pirinçten yapılmış sini koyulur.Kalabalık yemeklerde Meydan sinisi denilen daha büyük siniler koyulur.Bu büyük sinilerde bir seferde 10-15 kişi aynı anda yemek yiyebilir.
“Yemek sağanı”,sofranın ortasına konur ve tek kaptan “tahta kaşık” aracılığıyla yemek yenir. Yemek yiyen herkese peşkir verilir.Zengin evlerde “ahşap masalar” bulunur ve sandalyelerde oturulur. Bu masada oturan, her misafir için ayrı bakır sağan ve çatal kaşık koyulur.




IV...YİYECEK ÜTERİMİ VE YİYECEK HAZIRLAMA

Evin en önemli üretimi bahçede yapılır. Bu amaçla yazlık eve göçülür. gerektiğinde adam çalıştırılır. Bahçelerde ve bağlarda yetişen mahsul için en çok gerekli şey sudur. Şirince’nin suyu yüzyıllar önce geliştirilen yöntemlerle kaynağından çıkartılır ve gerekli olan yerlere ulaştırılır. İçme suyu olarak evlere taşınan su, köyün hemen tepesindeki su deposundan temin edilir Su, tamamen doğal su kaynaklarından elde edilir.Bağlarda ve bahçelerde sulama havuzları bulunmaktadır.Su,yetiştirilecek olan mahsul için önemli olduğundan Şirince köyü için büyük bir önemi vardır.Doğal su kaynakları boldur. Yazın bile fazlasıyla sulamaya yeterlidir.






Şirince köyünde yaşama biçimindeki değişiklik mevsimlere bağlı olduğundan yiyecek üretimi ve hazırlaması da mevsimseldir. Fakat genelde yaz mevsimi, yiyecek hazırlamak için daha iyidir.Bağdan ve bahçeden toplanan mahsul,toplanıp hem yenir hem de kış için hazırlanıp,saklanır.Fazlası ise köye gelen yerli ve yabancı turistlere satılır. Erkek bağında ve bahçesinde ürününe bakarken,kadın ise ev içinde veya bahçe çardağının altında mahsulü uzun süre saklamak için gerekli olan işlemleri yapar.

MEYVE VE SEBZELERİN HAZIRLANMASI :Bu eylem ezme,pekmez,şarap,pestil kurutma,reçel,turşu ve zeytinyağı hazırlamaktır.
KURUTMA: Patlıcan,fasulye,bamya,biber,erik,elma,dut ve armut kurutulan meyve ve sebzelerdir.Patlıcan,bamya,fasulye,biber,asılarak ipte kurutulur.Kurutma mevsimi ağustos ve eylül aylarıdır.Elma,armut,erik kabukları soyularak,dut ise silkelendikten sonra dış çardakta ve yerde kurutulur.Ayrıca elma ve armut kurusuna “Tavşut” denir.
ÜZÜM PEKMEZİ: Dut ve üzümden yapılır.Bağ bozumunun sonunda üzümler ayrılarak yapılır.Kazan ocağındaki büyük kütüklerden oyulmuş oluklarda ezilir.Suyu kazan ocağındaki kazanlarda pekmez toprağı ile kaynatılır.Üzüm pekmezi eylülde yapılır.
DUT PEKMEZİ: Dutlar kazanda kaynatılır.Torbalarda suyu süzülür.Daha sonra da tavada kaynatılır.Güneşte bir süre bekletilerek Kıvamı arttırılır ve koyulaştırılır.
PESTİL: Üzüm,dut ve erikten yapılır.Yaban ise günümüzde kalmadı denilebilir.Üzüm pestiline “Körter” denir. Pekmez nişasta ile kazan ocağında kaynatılır.Bakır tepsiye dökülerek dış çardakta kurutulur.Eylülde hazırlanır.Dut pestili de aynı metotla yapılır fakat ağustosta hazırlanır.Erik pestili ise az su ile kaynatılan erikler daha sonra ezilir ve kıl elekten geçirilerek süzülür.Seleye dökülerek selede kurutulur.Ağustosta hazırlanır.
DOMATES SALÇASI: (EZME) Domates ezilir ve iyice kaynatılır.Tepsilere dökülür.Dış çardakta güneş altında koyulaştırılır.
REÇEL: Reçel olarak vişne,ayva,üzüm,kızılcık ve incirden yapıyor.
TURŞU: Turşu olarak ise biber,domates,salatalık,patlıcan,lahana ve kelek eylül ekim aylarında yapılır.Küplerde veya cam kavanozlarda sirke,tuz ve sarımsak basılarak yapılır.
SİRKE: Köyde sadece üzümden yapılır.Üzüm küspesinden ayrılarak suyu sıkılır.1 hafta bekletilerek sirke elde edilir.
Şirince köyünde kendine has zeytininden de son derece kaliteli ve düşük asitli yağ elde edilir.Binlerce dönüm zeytinliklerden elde edilen zeytin ve yağı ,köylünün cebini altınla doldurur.(bakınız. “ZEYTİNYAĞI”)
Yine aynı zeytin gibi ün salmış olan şeftalisi vardır.Şirince’nin binlerce dönüm zeytinliklerinden başka aynı değerde ürünlerinden bir tanesi de şeftalidir.Son yıllarda şeftalinin şarabı da yapılmaktadır.Şeftali şarabı ile birlikte “Mandalina,vişne, çilek,elma ve tarçınlı şarap” yapımı da yaygınlaşmıştır.( bakınız. “ E.) ŞARAP VE ŞİRİNCE’DE ŞARAPÇILIK”)
Meyve ve sebzenin dışında Şirince’de buğdaydan elde edilen “Şirince ekmeği” vardır.Hemen hemen her gün çarşı fırınında ve sokaklardaki ortaklaşa kullanılan, fırınlarda yapılır.Bir kadın kendi ihtiyacına göre ve satmak amacı ile günde 10-15 ekmek yapar.Hamur teknelerinde yoğrulur.Teneke tepsilerin içine dökülerek fırına verilir.Bu ekmek sıcak iken çok lezzetlidir.Kabuğu kalın ve çatlak olur.
Birde “Gözleme” vardır. Yapımı gayet basit ama hazırlaması zahmetlidir.Buğday unu ve su ile hamur yapılır tahta masada oklava ile açılır.Bazı kişilerde mermer üzerinde un yerine zeytinyağı kullanarak açar.Hamur ince yaprak haline getirilir.İçerisine çökelek,lor,ıspanak
,mantar, patlıcan koyularak yapılır.Son olarak ise ince saçta odun ateşinde kızartılır.Tereyağı sürülerek servisi yapılır.
İmece yöntemi ile yapılan Tarhana ve makarna vardır.Tarhana çok zahmetli bir üretimdir.Un,yoğurt,soğan,domates,nane,maydanoz ve hamur mayası ile 9-10 gün yoğrulur.Yumrular halinde kurutulur.Ufalanarak elekten geçirilir.Yaygıya serilerek kurutulur.Makarna ise buğday unu,su ve yumurta sarısından olur.Yufka gibi açılan hamur çardağa yada bir oda içerisine yaygılar üzerine serilir.Kurutulur ve kuruduktan sonra kibrit çöpü genişliğinde kesilir.Yenmek üzere bez torbalarda saklanır.
Sütün bol olduğu mayıs,haziran aylarında yağ,yoğurt ve peynir yapılır.İnek pek fazla olmadığından keçi ve koyun sütü kullanılır.Taze keçi sütü peyniri köy meydanında ekmeği ile beraber satılır.




VI...YİYECEK DEPOLAMA
--Ambarlar
--Kilerlik
--Musandıra

Bu kadar yoğun bir üretim geniş depolama alanları gerektirir.Yüzyıllarca aynı gereksinim olarak evle bütünleşmiş...Yiyecek saklamak için çok iyi yöntemler bulunmuş.İlk gereği olan kurutma,pişirme ve tuzlama gibi hazırlıklardan sonra yiyecekleri ,her biri özel yöntemler ile saklanır.Küpler,testiler,fıçılar ve ambar denilen ahşap kutular içlerinde saklanır.

Evin girişinde yer alan hayatta köknar ve çamdan yapılmış büyük ve küçük ahşap ambarlar vardır.Bunlar “Büyük ve Küçük Ambar”denilen saklama depolarıdır.Ambarların içleri bölmeli ve üstten kapaklıdır.Büyük ambara buğday,mısır,ceviz,badem,un,kepek ve binek hayvanı için arpa gibi çok olan maddeler,çoğunlukla çuval içinde konur.Küçük ambarlara ise kuru yiyecekler konur. Küçük ambara torbalar içinde pestil, kuru meyveler, bulgur, un, tarhana, makarna, pekmez, reçel,mercimek ve kuru yemiş gibi yiyecekler konur.Mutfak yakınında “Kilerlik” denilen bir yer vardır.İçinde ambarlar ve tel dolaplar bulunur.Çanaklar, sırlı kaplar, tahta kaplar içlerine pekmez, salça, turşu, reçel ve peynir gibi yiyecekler kilerlerde muhafaza edilir. Bazı evlerde bu kilerler, “Mahzen” olarak kullanıldığı görülmektedir.Mutfakta ve kilerlikte ve bazı odalarda dolapların sergen yüzeyinden sonrası yani dolap üstünden tavana kadar açıktır. “Musandıra” denilen bölüm vardır.Boşluk gibidir.Önde bir pervaz yada bir korkuluk bulunur.İçlerine günlük mutfak araç gereçleri konur.
Pişirmek ve ısınmak için kullanılan odunlar ormandan temin edilir.Odunlar özel olarak kesilir. Bunlara “kulaklı odun”denir. Odunlar “Bahna” denilen , ev dışında yer alan,bölümlerde durur. Ev içinde ocakta kullanılmak üzere,el altında “Buhari” denilen, ocak altlarında özel bölmeler vardır. Bazı evlerde kapaklı olarak buhariler de görülmektedir.



VII...EŞYA KOYMAYA AYRILMIŞ YERLER

--Yüklük
--Dolap
--Musandıra
--Oymalar
--Çiçeklik
--Sergen

Odaların birer yaşama biçimi olarak çok amaçlı kullanılması sonucu evde eşya pek azdır. Eşyalar gerekli olduklarında yerlerinden çıkartılır. Bu amaçlı,eşyayı koymak için özel yerler yapılmıştır. Uyumak için gerekli eşyaların saklandığı geniş dolaplar , “Yüklükler” vardır.Derinliği 75-90 cm.,genişliği ise 130-150 cm.dir. Yatak,yorgan,yastık ve çarşaflar konur. Çift kapaklıdır. Genellikle girişte ve ocak duvarında yer alır. Çift kanatlı yada tek kanatlı,yerden 60-80 cm yükseklikten başlayan,Sergene kadar yükselen “dolaplar” bulunur. İçinde raflar vardır. Bu raflara bohçalar,dikiş-nakış,seccade ve benzer şeyler konur.Mutfak dolaplarına yemek kapları,mutfak malzemeleri konur.Kilerdeki dolaplara ve serin yerlerde kalan dolaplara ise kışlık yiyecek ve bazı dolaplara ise üzüm asılır.Bu tür dolaplara da “Üzüm Dolabı” denir. “Musandıra” denilen yerler en az kullanılan eşyalar konur. Çoğunlukla oda girişlerinde, ocağın ve çiçekliklerin yanında yada dolapların yanlarında düşey bir eksen içinde dir.Üzerinde üçer tane yapılmış “Oymalar” bulunur. Bunlar süslü kemer biçiminde oyulmuş küçük gözlerdir. Oymalar daha çok bir süs niteliği taşır.İçlerine iplik ve ufak tefek dikiş-nakış malzemeleri koyulur.
Duvar içlerinde,içbükey girintiler bulunur. Bunlar altından dışa doğru taşan,tahta raflı
“Çiçeklikler”dir. Borak Çağı Modası ile ortaya çıkmıştır. Ender olarak üzerlerinde freskler bulunur. Çiçekliklere ayna,sürahi,lamba ve saat koyulur.
Pencere ve kapı yüksekliğinde ,odayı çepeçevre dolanan “Sergen”, adı verilen 12-15 cm genişliğinde raftır. Sergen mutfakta daha geniştir. Kapaklı sahanlar ve az kullanılan tencereler süs amaçlı buraya koyulur.Odalardaki sergenler ise kurusun ve güzel koksun diyerek,sabunlar dizilir.
Giyim eşyalarının saklandığı, “Bohça ve Sandıklar” bulunur. Giyilebilecek eşyalar, kullanılan dokumalar , havlular, çevreler, yağlıklar, kuşaklar, yatak örtüleri ve bunlar gibi özel olarak telkari işi örtüler katlanarak bohçalanır. Elbise dolabı diye bir kavram olmadığından, giyilip çıkartılan elbiseler, duvarlarda yer alan “Elbise Askıları”na asılır.
“Altın Sandıkları” denilen ahşap üzerine teneke kaplı ve asma kilit takılan küçük elle rahatça taşınabilen sandıklar da bulunur. Bu sandıklara değerli mücevherler,para,değerli eşyalar ve özel manevi değeri olan kumaş eşyalar koyulur.Eski dönemlerde bu tip değerli eşyaları,duvar içlerine gömülü testiler ve yerde döşeme altlarına gizlenmiş özel bölmelere koyuluyordu. “Sandıklar”,ceviz,selvi ve çam ağacından yapılır. Ceviz sandıklar,oymalı kakmalı ve cilalı olur.Selvi sandıklarda aynı işçilikte olur ve güve yapmaz diye bilinmektedir. Çam ağacından yapılan sandıklar,doğal renginde veya boyalı ve kabaralı olur. “Kabaralı ve Tenekeli Sandık” olarak bilinir. Kabakları düz veya dışbükeydir.Üzeri at derisi,kadife kabaralı ve halı kaplıdır. Kapak içleri dua yazılı,gemili,şahmaranlı,çiçek desenli ve resimli olur. Her evde 3 veya 5 değişik sandık bulunmaktadır.Ayrıca göç etmek için çok kullanışlıdır.


“Dolap içindeki Bulaşık yıkama yeri ve raflara dizilmiş bakır kaplar.Pilav Tabağı ve Sağanlar.”
“Bahçede ortaklaşa kullanılan, Kazan ocağı”
“Kazan ocağında ,Ekmek yapımında kullanılan araç ve gereçler”
“Bahçede, Gözleme yapımı”
“Sokakta ,Ortak fırında ekmek yapan kadınlar”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder